Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. İlhami Çelik, koronavirüs konusunda çocukların süper taşıyıcı olabileceğini belirterek, "Normalde koronavirüste 1 kişi 2,6 kişiye bulaştırırken, çocukların 5-10 gibi
Prof. Dr. İlhami Çelik, koronavirüs tedbirleri kapsamında DHA'ya yaptığı açıklamasında, vatandaşların bu dönemde acil olmayan hususlarda hastaneye gelmemelerini istedi. 65 yaş ve üstü kişilere dikkat edilmesi gerektiğini kaydeden Çelik, virüsü kimin taşıdığını bilmenin mümkün olmadığını söyledi. Çelik, "Özellikle onların yanında kalan kişilerin virüsü taşıyıp taşımadıklarını bilmedikleri için çok dikkat etmesi gerekiyor. Eğer o yaşlılarda bir hastalık belirtisi varsa, hemen hastaneye getirilmeleri gerekiyor. Tüm insanlarımıza test yapma şansımız yok. Şu an yapacağınız test, yarın bu virüsü almayacağınız anlamına gelmez. Şu an yaptığınız test o anı yansıtır. Ertesi günü, bir sonraki günü yansıtmaz. Yaşlıların yanında kalan, kalmak zorunda olan insanlar mutlaka maske takmalıdır. Yaşlıların başka kişilerle bir araya gelmemesi lazım. Sosyal izolasyona tabi tutmak gerekir. Diğer insanlardan uzak durmaları gerekir" dedi.
Çelik, küçük yaştaki çocukların süper taşıyıcı olabileceğini belirterek, şöyle konuştu:
"Süper taşıyıcılık durumu kişinin kendi hasta olmadan başkalarına daha fazla bulaştırabilmesidir. Biz buna 'bulaştırıcılık indeksi' diyoruz. Normalde koronavirüste 1 kişi 2,6 kişiye bulaştırırken, çocukların 5- 10 gibi çok daha fazla kişiye bulaştırma olasılığı var. Özellikle dışkı ile bu virüsü atabiliyorlar. Hem boğazda taşıyabilirler, hem de dışkı ile atabilirler. Bu durumda şüphe söz konusu olur. Mers ve sars virüslerinde de bu konu geçerliydi zaten. Bu konuda da tam kanıtlanmamış olmakla beraber aynı şey söz konusu olabilir."
Gençlerin de virüsü taşıma açısından risk altında olduğunu kaydeden Çelik, "Semptom herhangi bir belirti vermeden taşıdıkları için bunu diğer kişilere bulaştırma riskleri var. Bu yüzden gençlerin çok daha dikkatli olmaları gerekiyor. Hasta olabilirler ya da ciddi hastalık geçirebilirler, ancak iyileşme olasılıkları çok fazla. Bunlarda belirtisiz seyretme olayı çok fazladır. Yaşlılarda çok ciddi seyrediyor. Gençlerin taşıma oranı fazla olduğu için dikkatli olmaları lazım. Sosyal izolasyona en çok bu arkadaşlar önem vermesi gerekiyor" diye konuştu.
Kayseri Şehir Hastanesi'ne test kitlerinin geldiğini söyleyen Çelik, hastanede test yapılmaya geçen Pazartesi günüden itibaren başladıklarını söyledi. Çelik, şunları kaydetti:
"Günlük şu an 70 test yapıyoruz ama bu sayımız artacak. Hazır testlerimizde geldi, dün itibariyle kullanmaya başladık. Elimizde daha az test kaldı. Hastanede bütün sağlık çalışanlarımızın koruyucu ekipmanı var. Maske bizim standardımız. Bundan kaçış yok. Evdeki giysilerimizle hastanede dolaşmıyoruz. Önlüklerimiz, formalarımız giyiyoruz. Giderken çıkarıyoruz. Çok daha ciddi hastalarda koruyucu ekipmanlar gözlük, maske takıyoruz. Yoğun bakımlarımızı ayırdık. Koronavirüs taşıyan hastalarla diğer hastaların bir araya gelmemeleri için çaba harcıyoruz."
Test konusunda talebin yoğunluğuna değinen Çelik, "Yapılan testlerin talebi karşılama hususunda geri kaldığımızı söylememiz lazım. Çok aşırı şekilde test isteği var. Bunlarda hekimin karar vermesi gerekirken, bazı hastalar 'ben kovid olabilir miyim' diye gelerek test yaptırmak isteyenler var. Bir kısmı bunların farklı semptomlar gösterebiliyor. Çok hafif semptomda bile test yapmak zorunda kaldıklarımız olabiliyor. Bunları azaltabilirsek çok daha rahat olacak bizim için. Hekimin düşündüğü hastaların testlerini yapmamız lazım" dedi.
Öte yandan, uzmanların çocukların süper taşıyıcı olduğunu söylemesini değerlendiren 2 çocuk babası Erkan Erdoğan (40) ise, şunları kaydetti:
"Birbirimizden mümkün olduğu kadar teması azaltmamız gerekiyor. Çocuklarımızı mümkün olduğu kadar izole etmemiz gerekiyor. Bizim kültürümüzde çocuklarımızı sevmek, öpmek var. Şimdilik bunlara ara vermek gerekiyor. Yaşlılar ve kronik rahatsızlıkları olan insanlara bu virüs daha çok etki ediyor ve sonucu ölüm oluyor. Çocuklarımızı korumamız ve mümkün olduğu kadar bir araya gelmememiz gerekir. Çocuklarımdan bu arada olabildiği kadar uzak durmaya çalışıyorum. 6 yaşında kızım var eve gittiğim zaman sarılmak oynamak istiyor. Eve girdiğimde ellerimi yıkıyor, kıyafetlerimi değiştiriyorum. Bireysel bakımlarımı yapıp daha sonra ailemin arasına katılıyorum."