Cumhurbaşkanı Erdoğan:Terör belasını bitirmek için önümüze bir fırsat penceresi açıldı

Cumhurbaşkanı Erdoğan:Terör belasını bitirmek için önümüze bir fırsat penceresi açıldı

VAN 11.01.2025 17:58:00 0
Cumhurbaşkanı Erdoğan:Terör belasını bitirmek için önümüze bir fırsat penceresi açıldı
Tarih: 11.01.2025 18:00

Terörü bitirmek için önlerinde bir fırsatın oluştuğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Son bir buçuk asırdır, bilhassa da son yarım asırdır yaşadığımız sancılara artık dur deme vaktidir. Artık yeni şeyler söyleme vaktidir." ifadelerini kullandı.

AK Parti'nin 8.Büyük Olağan Kongre süreci hız kesmeden sürüyor.

Bu kapsamda AK Parti Diyarbakır 8. Olağan İl Kongresi'ne katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.

Terörle mücadele kapsamında elde edilen başarılara dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, terörün bitirilmesi için yeni bir fırsat penceresi açıldığının altını çizdi.

 

"YARIM ASIRDIR YAŞADIĞIMIZ ACILARA DUR DEME ZAMANI"

"Yarım asırdır yaşadığımız acılara artık dur deme zamanı geldi" ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Artık yeni şeyler söyleme vaktidir." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

Son bir buçuk asırdır, bilhassa da son yarım asırdır yaşadığımız sancılara artık dur deme vaktidir. Artık yeni şeyler söyleme vaktidir. Türkiye’nin uzunca bir geçmişe sahip, terörle mücadele serencamını doğrusuyla ve yanlışlarıyla tarihimizin bir parçası olarak kayıtlardaki yerini almıştır. 40 yılı aşan bu uzun mücadele sürecinde güvenlik güçlerimizden, kamu görevlilerimize ve masum vatandaşlarımıza kadar binlerce şehit verdik. Şehitlerimizin aziz hatıraları ilelebet kalbimizin en mutena köşesinde yaşayacaktır. Attığımız her adımın, şehitlerimizin canları pahasına bize emanet ettikleri ülkemizin geleceğini güvence altına alma gayesi taşıdığından kimsenin şüphesi olmasın.

"KARDEŞLİĞİN ALTINI OYMAK İÇİN TÜRLÜ OYUNLAR ÇEVİRİYORLARDI"

Erdoğan'ın konuşmasından dikkat çeken satırbaşları ise şöyle:

Biz işte böyle bir aşkla Diyarbakır'a hizmet ederken birileri ne yapıyordu? İdeolojilerine uygun, suni bir tarih icat etmeye çalışıyorlardı. Milletimizi inancından ve kültüründen uzaklaştırma peşinde koşuyorlardı. Mayası Müslümanlıkla yoğrulan yurdu bölmek için uğraşıyorlardı.

Bu topraklarda kardeşliğin altını oymak için türlü oyunlar çeviriyorlardı. Bu gayretlerinin gerisindeki sinsi niyetleri gayet iyi biliyoruz. Kim desteklerse desteklesin. Küçük çıkarlar uğruna bu tür ihanet projelerine payandalık edenlerin sonu hüsran olacaktır. Selahaddin Eyyubi'nin gaza arkadaşlarını, emperyalist emellerine alet etmeye çalışanlar, hepimizin ortak hasmıdır.

Varsın eli kanlı katiller, tefrika amaçlarıyla ihanetlerini örtmeye çalışsın. Biz Diyarbakır'la yürümekten kopup gelen kardeşlik türkülerimizi söylemeye devam edeceğiz. Milletimizin birliğini, vatanımızın bütünlüğünü, devletimizin ebed müddet gücünü, Ahmet Arif’in ifadesiyle, bu yılanlara, bu çıyanlara yedirmeyeceğiz.

"EMPERYAİST OYUNUN SON HALKASINI BOZMA AŞAMASINDAYIZ"

Neredeyse yarım asırdır bu millete nice acılar yaşatan, evlatlarından ayıran, bu milletin geleceğini karartan emperyalist oyunun son halkasını da Allah’ın izniyle bozma aşamasındayız. Bölgemizde yaşanan her hadise, oynanan yıkıcı oyunun, sergilenen alçak senaryonun gerçek yüzünü biraz daha açığa çıkarmaktadır. Bizi birbirimize düşürmek isteyenlerin süslü ve yaldızlı kavramlarla örtmeye çalıştıkları sinsi niyetleri ortaya dökülmektedir. Yine bir Diyarbakır türküsünün sözleriyle ifade edecek olursak: "Diyarbakır etrafında bağlar var, fitil işler yüreğimde yara var. Sen gidersen, benim başka kimim var? İsterim ki bir gün evvel gelsen."

Evet, bizim birbirimizden başka kimimiz var? Soruyorum size. İyi günümüzde, sevincimizi, kötü günümüzde, üzüntümüzü paylaşacağımız, beraber gülüp, beraber ağlayacağımız kimimiz var? Hayatın her alanında etle tırnak gibi birbirine geçmiş insanları ayırmaya kalkmak zulmün en büyüğü değil midir? Bölgemizde ve dünyada birliğini, beraberliğini, kardeşliğini kaybedenlerin yaşadıkları acıları sizler de görüyorsunuz.

"BİZ AYIRMAK İSTEYENLERİN GAYESİ İYİLİK ETEK DEĞİLDİR"

Vatanına sahip çıkan ve bunları korumayanların, devletine sahip çıkıp güçlendirmeyenlerin, hayallerini ve hedeflerini aynı vizyon etrafında bütünleştirmeyenlerin, velhasıl, ülkesinin ve insanının üzerine titremeyenlerin akıbetlerinin nasıl berbat olduğunu sizler de takip ediyorsunuz.

Bizi birbirimizden ayırmak isteyenlerin gayesi ne size ne de bize iyilik etmek değil, kendi köhne düzenlerini sürdürebilecekleri bir ortam oluşturmaktır. İşte bunun için, yaşadığımız toprakları ortak vatanımız yapan bin yıllık hamuru kim bozmaya, kim zehirlemeye kalkarsa karşısına hep beraber biz dikileceğiz. Nasıl bir asır önce sırt sırta verip emperyalistlerin elinden ülkemizi kurtarmış ve cumhuriyetimizi kurmuşsak, şimdi de omuz omuza verecek, Türkiye Yüzyılı'nı birlikte inşa edeceğiz.
Nasıl cumhuriyet tarihi boyunca, tek parti faşizminin darbelere kadar nice badirelere birlikte göğüs germişsek demokrasi ve kalkınma tırmanışını da birlikte yapacağız. Unutmayınız, tıpkı 81 vilayetimizin her biri gibi Diyarbakır'sız bir Türkiye, yetim kalır. Tıpkı 783 bin kilometrekare vatan toprağının her karışı gibi Türkiye'siz bir Diyarbakır öksüz kalır.

"DİYARBAKIR ANNELERİNİN ACILARINI DA BİLİYORUZ"

Tabii bunun yanında terör örgütü tarafından gasp edilerek ve kandırılarak dağa çıkartılan bölge insanımızın on binlerce evladı hayatını kaybetti. Bölücü örgütün zorla dağa kaçırdığı evlatlarına tam 5 yıldır kavuşma mücadelesi veren Diyarbakır annelerinin acılarını da çok iyi biliyoruz. Aynı şekilde milyonlarca insanımız ata yurdundan, köyünden, evinden ayrılıp başka şehirlere gitmek zorunda kaldı. Ülkemizin kalkınması, milletimizin refahı için kullanmamız gereken yüz milyonlarca dolar kaynağı terörün önünü kesmek için harcadık. En kıymetli varlığımız olan beşeri sermayemizi uzun yıllar hakkıyla değerlendiremedik.

"TERÖRÜ BİTİRMEK İÇİN CİDDİ İNİSİYATİFLER ALDIK"

Yine bu dönemde vesayet karşısında sivil siyaseti güçlendiremedik. Demokrasimiz terör aracılığıyla yönlendirilmiş, yıpratılmış, hak ettiği seviyelere gelmesi engellenmiştir. Hiç şüphesiz rahmetli Özal'dan beri terör meselesini bitirmek için farklı yöntemler konuşulmuş, kimi teşebbüslerde bulunulmuştur. Biz de hükümetlerimiz döneminde terörle sadece güvenlik araçlarıyla mücadele etmedik. Terörü bitirmek için çok ciddi inisiyatifler aldık. Sadece elimizi değil, tüm gövdemizi taşın altına koymaktan çekinmedik. Ancak karşımızdaki yapı bu ülkenin ve bu milletin değil, bölgesel ve küresel güçlerin sesine kulak verdiği için bu çabalar hedefine ulaşamadı.

Yaklaşık 40 yıl önceki gayretleri hatırlıyorsunuz değil mi? Biz devlet, hükümet, siyasi irade olarak ne yapmamız gerekiyorsa hepsini yaptık, hatta fazlasıyla yaptık. Maalesef bu iyi niyetli çabamızın cevabını kimi ilçelerimizdeki mahallelere kazılan çukurlarla ve oradaki insanımıza sıkılan kurşunlarla aldık. Elbette o hainlerin hepsini de açtıkları çukurlara gömdük ama tarihi bir fırsatın heba edilmesine de engel olamadık.

"TERÖR ÖRGÜTÜ ÇOK CİDDİ GÜÇ KAYBINA UĞRADI"

Terörle mücadeledeki tavizsiz çalışmalarımız sayesinde terör örgütü hamdolsun sınırlarımız içinde eylem yapamaz hale geldi. Diğer ülkelerdeki terör unsurlarını da sınırlarımızdan uzaklaştırdık. Terörü kaynağında bertaraf etme stratejimizle terör örgütü çok ciddi kan ve güç kaybına uğradı.
Suriye'de 8 Aralık'ta yaşanan devrimle birlikte örgütün bölgesel hevesleri de kursaklarında kaldı. Sırtını kime yaslarsa yaslasın artık hiçbir terör örgütü Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin karşısında herhangi bir şansı olmadığını gördüğünüz gibi biliyor. Tabii biz meseleye kalıcı çözüm bulma arayışımızdan da vazgeçmedik. İç siyasetimizde ve bölgemizde yaşanan kritik bazı değişiklikler sonrasında terör belasını nihai hedefine bitirmek için önümüze yeni ve önemli bir fırsat penceresi daha açılmıştır. Bunun heba ve heder edilmesini doğru bulmuyoruz.

"TERÖR ÖRGÜTÜ KENDİNİ FESHETMELİ"

Son dönemde gerçekleşen çalışmaların tek bir amacı vardır. Terör örgütünün kendini fes etmesi, silahların kayıtsız şartsız teslim edilmesi, örgütün siyaset üzerindeki vesayetinin tamamen kaldırılması, bölücü örgütün baskısı dolayısıyla bir Türkiye partisi olma vasfını kazanamayan siyasi yapıya bu yönde kendini geliştirme fırsatı verilmesi, bölgemizde artan çatışmalar karşısında iç cephemizin güçlendirilmesi, yarım asırlık bölücü terör parantezinin kapatılması tüm boyutları ve unsurlarıyla ebediyen tarihe gömülmesidir.

Altını çizerek ifade etmek istiyorum ki, bu sadece ve sadece büyük ve güçlü Türkiye hedefinin önündeki en son engellerden birinin devreden çıkartılmasıdır. Bu Kürt kardeşlerimizle ilgili bir konu da değildir. Sadece terör örgütünün tasfiye edilmesiyle sınırlı bir husustur. Çünkü son 22 yılda gerçekleşen pek çok reformla, sessiz devrimlerle ülkemizin asırlık sorunları birer birer ortadan kaldırılmıştır.

"BU ATEŞİ TÜRKİYE'YE SIÇRATMAK İSTEYENLERİN PLANLARINI BOZMAKTA KARARLIYIZ"

Son dönemdeki ekonomik sıkıntıları yılın ikinci yarısından itibaren geride bırakmaya başlayarak inşallah bu konjonktürel meseleyi de sorun olmaktan çıkaracağız. Hülasaten, ülkemizin kuzeyi ve güneyi âdeta cayır cayır yanarken bu ateşi Türkiye’ye sıçratma niyetinde olanların planlarını bozmakta kararlıyız. Millet olarak, bunu hep birlikte başaracağız. Bu kutlu yürüyüşe katılmak isteyen herkesin başımızın üzerinde yeri vardır.

Burada bugün şu hususun altını özellikle çizmek istiyorum. Bu ülkede belli bir dönem hepimiz baskı gördük, zulüm gördük, ayrımcılık gördük. Bizi Kürt, Türk diye, Alevi, Sünni diye, doğulu, batılı diye ayırmadılar. Ya ne diye ayırdılar? Bizden, sizden diye ayırdılar. Ayrımcılığa karşı biz bu ülkede hep birlikte mücadele verdik. Bunu hep birlikte başardık. Çünkü bin yıldır bu topraklarda bizim ayrımız, gayrımız olmadı.

Bizler aynı kıbleye dönüyoruz, bizler aynı kitabı okuyoruz, bizler aynı peygambere ümmet olarak yürüyoruz. Bizler tarih boyunca sadece birlikte savaşmadık, sadece birlikte zaferler kazanmadık, aynı zamanda birlikte medeniyetler inşâ ettik. Selçuklu’yu, Osmanlı’yı, Türkiye Cumhuriyeti’ni birlikte kurduk. Kürt ile Türk’ün arasına ayrımcılık sokan hem Kürt’ün düşmanıdır hem Türk’ün düşmanıdır, en çok da Müslüman’ın düşmanıdır.

"BU COĞRAFYAYI KARDEŞLİK COĞRAFYASI HALİNE GETİRECEĞİZ"

Gazze’de soykırım yapan, Gazze’de bebek katleden, Gazze’de insanlığı, Gazze’de İslâm’ı boğmak isteyen Siyonistlere âdeta yalvarıyorlar. Selahaddin Eyyubi’nin evlatlarını hiç kimse, Siyonistlerin kapısında kul, köle yapamaz. Bunların maskesi Suriye’de bir kez daha düştü. Bunların derdi Kürtler, Araplar, Türkler değil, bunların derdi başka. Onun için bunlara Kürt, Türk, Arap, hep birlikte karşı çıkacağız. El ele vererek Türk ile Kürt arasındaki, Kürt ile Arap arasındaki terör perdesini yırtıp atacağız. Terör örgütü aradan çıkınca tarih boyunca olduğu gibi tekrar muhabbetle, samimiyetle, kardeşlikle kucaklaşacağız. Bu coğrafyayı bir bütün olarak kardeşlik coğrafyası hâline getireceğiz.

Şunu asla ve asla unutmayınız. Bu memleket bizim. Bu vatan bizim. Bu bayrak bizim. Bu devlet bizim. Günde beş defa göğe yükselen ezan-ı Muhammediyeler bizim. Geçmişimiz ortak, geleceği de birlikte inşâ edeceğiz.

"ARTIK ESKİ TÜRKİYE YOK"

Milletin eşit fertleri olarak ülkemizi mamur edeceğiz. Türkiye Yüzyılı ülkümüzü hep birlikte gerçekleştireceğiz. Artık eski Türkiye yok. Boyun eğmek, rıza göstermek yok. Dayatmalara eyvallah demek yok. Eski Türkiye eskide kaldı. Şimdi milletin tüm fertleriyle bir olan, beraber olan, sadece ülke içinde değil, ülke dışında da zulme itiraz eden bir Türkiye var. Suriye’de 13 yıldır mazlumun yanında dururken bize ne dediler? Bu CHP bize ne dedi? Ne işiniz var Suriye’de? Türkiye’ye sığınmış Suriyeli mazlumları zorla göndermekle tehdit etmediler mi? Sonuçta ne oldu? Sadece Suriyeli Araplar mı, Türkmenler mi kazandı? Hayır. Suriyeli Kürtler de kazandı. Suriyeli Kürt kardeşimin varlığı inkâr ediliyordu. Kimliği yoktu. Tapusu yoktu. Hakkı yoktu. Şimdi inşallah hepsi teslim edilecek. Kimliğinden pasaportuna kadar hepsi teslim edilecek.

"BU SURİYE HALKIYLA BİRLİKTE MİLLETİMİZİN DE ZAFERİDİR"

Bu zafer unutmayın, hepimizin zaferidir. Bu Suriye halkıyla birlikte milletimizin de zaferidir. Bu zafer kardeşliğin zaferidir. Dayanışmanın, hep beraber barış ve huzur içinde yan yana yaşamanın zaferidir. Bu zaferin karartılmasına izin vermeyeceğiz. Bu zaferin terörle kirletilmesine müsaade etmeyeceğiz. Bu zaferin emperyalist güçler ve içimizdeki uzantıları tarafından lekelenmesine rıza göstermeyeceğiz. Irak’ta ve Suriye’de terör bittiğinde bu coğrafyanın yüzü unutmayın, bir başka gülecek. Diyarbakır’dan terör örgütleriyle de terör örgütlerinin uzantısı yapılarla da arasına mesafe koyarak bu sürece destek olmasını bekliyorum. Kongremiz inşallah bu yolda atılmış bir adım olsun.