Nafaka konusunda Yargıtay verdiği kararla iyi bir hukuk örnekliği mi ortaya koyuyor? Daha önce süresiz nafaka, işsiz eşten alınan nafaka olmak üzere farklı kararlar veren mahkemelere, Yargıtay’ın aldığı ‘zengin olsa da eşe nafaka ödenmesi gerekir’ kararı hakkı gözetmekten sayılabilir mi?
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, kadın eşin yüksek miktarlı geliri ve mal varlığı olsa dahi uygun miktarda tespit edilecek tedbir nafakası alması gerektiğine hükmetti.
Eşin birlik olma görevlerini yerine getirmediğinde kabahatli olduğu ve kusurundan dolayı nafaka verebileceğini hükmeden mahkemelere yeni bir karar eklenirken, bu karar hakkın gözetilmesi olarak mu değerlendirilmeli?
Yargıtay’a göre kadın eş zengin olsa dahi tedbir nafakası alabilecek.
Edinilen bilgiye göre bir süredir geçimsizlik yaşayan çift, Aile Mahkemesi'ne müracaat ederek karşılıklı boşanma davası açtı.
Davacı zengin ve varlıklı kadın, kocasının doğumdan sonra birlik görevlerini yerine getirmediğini, evine ve çocuğuna bakmadığını, kendisinden uzaklaştığını, ayrı evde yaşadığını öne sürerek eşin birlik olma görevlerini yerine getirmediğini ifade etti.
8. Aile Mahkemesi, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı iddia edilen erkeği kabahatli bulunurken, kadının istediği nafakanın verilmesine yer olmadığına hükmetmişti. Taraflar dosyayı temyiz ettiklerinde ise Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 8. Aile mahkemesinin kararını bozdu. Ancak Aile Mahkemesi, ilk kararında direnince bu kez devreye Yargıtay Hukuk Genel Kurulu girdi.
Yargıtay emsal olabilecek bir kararda bulunarak, Kadının zengin olsa dahi tedbir nafakası alması gerektiğine hükmetti. Yargıtay aldığı kararda, “Haklı bir sebep olmaksızın eşlerden birinin tek taraflı iradesi ile birlikte yaşamaya ara vermesi evliliğin genel hükümleri ile düzenleme altına alınan ve eşlerin birbirlerine karşı evlilik birliğinin kurulması ile üstlendikleri hak ve yükümlülükleri ortadan kaldırmaz. Dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde haklı bir sebep olmaksızın birlikte yaşamaktan kaçınan erkek eş karşısında, ayrı yaşamak zorunda kalan kadının, eşine karşı birliğe parasal katkı isteme hakkı olduğu gözetilmeksizin bağımsız tedbir nafakası talebinin reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.” dedi.
Nafakanın hangi süreyle geçerli olduğunu belirtmeyen mahkeme, kadın mağduru haklı bulsa da nafaka problemleri toplumda sorun olarak görülmeye devam ediyor. Kadının hakkını koruması gereken mahkemeler, kimi zaman erkeği mağdur ederken, kimi zaman da verdikleri kararlar ile emsal niteliğinde durumların oluşmasına neden oluyor. Bu kararın da emsal niteliği taşıdığı belirtiliyor.
İslam hukukuna göre, kadının ve aile üyelerinin ihtiyaçlarının karşılanması maksadıyla harcanan paraya nafaka denirken, zorunlu ve zaruri hallerin verilecek karara büyük bir etkisi olduğu biliniyor.
Ancak zengin ve varlıklı eşlerin nafakaya hakkı olup olmadığına dair bir karar olup olmadığı bilinmiyordu. Yargıtay’ın bu kararı, eşin, sadakat görevini yerine getirmemesine dayandırılarak bir nevi cezai hüküm olarak uygulandığı düşünülüyor.