Kur'an, “Allah görülmez“ derken İmamı Rabbani, “Allah görülür“ diyor

Bu yazımızda İmamı Rabbani'nin Araf Suresi 143.ayette Allah'ın görülmeyeceği beyanının aksine Allah'ın görüleceği iddiasını dile getireceğiz. Bu iddiasıyla İmamı Rabbani, Allah'ı adeta yalancı çıkarmaya çalışmaktadır

VAN 25.01.2017 11:06:35 0
Kur
Tarih: 01.01.0001 00:00

Mahmut DENİZ - ÖZEL İÇERİK

Yazıyı okumadan önce sizin algılar dünyanızda gerçekleri görmenize engel olacak, İmamı Rabbani hakkında söylenen, “alim, veli, müceddid-i elfi sani, ömerü'l-faruki Serhendi, Ekber Şah’a karşı mücadele eden kahraman…” gibi büyülü kelimelerin tesirinden sıyrılmanızı öneririz. Unutmayınız ki imamı Rabbanici tarikat erbabı tenekeyi altın etmede pek bir mahirdir.

Sadece bu yazı dahi İmamı Rabbani’nin Kur’an ve Sünnet bilgisinden çok çok uzakta tarikat içi bilgilerle hareket eden ve tarikat içi bilgiler sonucunda atalar dini yaşayan bir kimse olduğunu göstermeye yeterde artar bile. Tabi ki basiret gözü açık olanlar için...

Atalar dini malumdur ki Kur’an’da her hangi ilahi bir kıstasa tabi tutulmaksızın kişi veya toplumun tarihten gelen birikimlerini sorgulamadan kabullenip bir sonraki kuşağa devretmesi ile ortaya çıkan dini anlayıştır.

BAKMAYIN BU GÜNLERDE BAZILARININ İMAMI RABBANİCİ KESİLDİĞİNE...

Biliyoruz ki İmamı Rabbani üzerinden bu güne kadar isim yapan kimseler bu yazılarımızdan pek bir rahatsızlar. Allah’ın sağlam kulpunu bırakıp başka kulplara yapışarak bu zevatın imar ettikleri evlerin çürüklüğü, Kur’an’da Ankebut’un(örümcek) evi ile misallendirilmekle zaten yıkılmaya mahkum olduğu bilinmelidir.

Okuyucularımıza daha doğrusu Müslümanlara tavsiyemiz odur ki İmamı Rabbani gibi SAĞLAM Kur’an’i bilgisi olmayan şahısları, EHLİ SÜNNETİN KORUYUCUSU OLARAK SUNAN alim/hoca/şeyh/ilahiyatçı/müftü… adı altında ilim postuna bürünmüş, TOPLUMU KANDIRAN kişilerin hiçbir şekilde ilimlerine itibar etmemeleri ve BU GÜNE KADAR kendilerinden dinledikleri tüm bilgileri tekrar gözden geçirmeleridir.

İmamı Rabbani için çırpınan bu zevatın çırpınma nedeni, İmamı Rabbani’yi kurtarmaktan öte bu güne kadar İmamı Rabbani üzerinden imar ettikleri sarayların bataklık çıkmasıyla birlikte uğrayacakları itibar korkusu olduğu görülecektir.

Ne mutlu! Allah’ın sağlam kulpuna yapışıp Kur’an ve onu tebyin ve tebliğ eden Sünnet ile alimler dahil tüm insanları ölçüp biçenlere…

KUR’AN, “ALLAH GÖRÜLEMEZ” DERKEN İMAMI RABBANİ, “ALLAH GÖRÜLÜR” DİYOR

İmamı Rabbani 1. mektubunda Allah'ın kendisine kadın suretinde/organlarında/elbiselerinde tecelli ettiğini iddia ediyordu. Bu yazımızda İmamı Rabbani'nin haddini aşarak bırakın kadın suretinde Allah'ın tecelli etmesini, Allah'ın doğrudan görülebileceği iddiasını ortaya koyacağız.

 27. Mektubunda “Allah’ın doğrudan Nakşi şeyhlerine görüleceğini”söyledikten sonra “yani diyerek kalbe/ruha görünür” açıklaması yapıyor. Bu mektupta ruh ve kalbe görünmekten söz eden İmamı Rabbani aşağıda vereceğimiz mektuplarda “kalp ve ruhu da bir kenara bırakıp Allah’ın doğrudan görülebileceği” iddiasını dile getirdiğini görüyoruz.

27. Mektubunda İmamı Rabbani Allah’ın görüleceğini şöyle dile getiriyor: “…Böyle devamlı olan huzura (Yâd-i Dâşt) demişlerdir. Bu büyüklerin nispeti, yâd-i dâşt olmaktadır. Bu fakirin anladığına göre, yâd-i dâşt şöyle açıklanmaktadır: Allahu Teâlâ'nın isimleri, sıfatları ve şü’ûnu ve i’tibârâtı birlikte olmaksızın, yalnız zât-ı ilâhînin zuhur etmesine yani kalbe, ruha görünmesine (Tecellî-i Zât) denir. Bu tecelliye (Berkî) demişlerdir. Yani, şü’ûn ve i’tibârât perdelerinin aradan kalkması, zatın görünmesi, şimşek çakar gibi bir ân sürer. Sonra bu perdeler hemen araya girerek örtülür…”

Allah, kendisinin görülmesi talebinde bulunan Hz.Musa’ya bunun imkansız olduğunu şu şekilde anlatır: “Mûsâ, belirlediğimiz yere (Tûr’a) gelip Rabbi de ona konuşunca, “Rabbim! Bana (kendini) göster, sana bakayım” dedi. Allah da, “Beni katiyen göremezsin. Fakat (şu) dağa bak, eğer o yerinde durursa sen de beni görebilirsin.” dedi. Rabbi, dağa tecelli edince onu darmadağın ediverdi. Mûsâ da baygın düştü. Ayılınca, “Seni eksikliklerden uzak tutarım Allah’ım! Sana tövbe ettim. Ben inananların ilkiyim” dedi.” (Araf Suresi, 143.ayet)

  • Bu ayetle Allah, Hz. Musa nezdinde tüm insanlara, “kendisinin görüldüğü/görülebileceği” gibi iddia ve talepleri yasaklamaktadır. Böyle bir talebin yanlışlığı nedeniyledir ki Hz. Musa, “Seni eksikliklerden uzak tutarım Allah’ım! Sana tövbe ettim” deyip hata ettiğini ifade ile pişmanlığını dile getirmektedir.

​​İMAMI RABBANİCİ İHVANLAR ADLI SİTEDEN REZALET!

Kur'an'ı görmezden gelip İmamı Rabbani'nin peşine takılanların hazin sonunu ifade eden ibretlik bir yazı...

Bu zevata göre, "Hz. Musa bayılmamış olsa veya dağ yerinde dursa imiş, Allah'ta görülebilecekmiş." Bu iddia, "Hz. Musa ile cansız dağ"da yaratma özelliğinin varlığına delalet eder ki bu sakat bir düşüncedir. Nihayetinde "parçalanan dağ ile bayılan Musa" Allah'ın yaratmasından ari değildir.

Burada Allah, kendisinin görülmesini her hangi bir sebebe bağlamaktan öte görülemeyeceğini iddia ile tabiatta normal şartlarda olması imkansız bir olaya bağlayarak örneklendirmektedir.

Hz. Musa'nın bu talebi, görülebileceğine olan bildiği özel bilgiden ziyade insani bir meraktır. Bir insan olarak Hz. Musa'nın bu talebi, Peygamber olması yönüyle bayılmakla karşılık bulurken, inkar için olmadık şartlar ileri süren Yahudiler, Hz. Musa'nın aksine yıldırım çarpmakla cezalandırılır.

"Kitap ehli, senden kendilerine gökten bir kitap indirivermeni istiyorlar. Çok görme! Musa'dan daha da büyüğünü istediler ve:«Allah'ı bize açıkça göster!» dediler de zulümleri yüzünden kendilerini yıldırım çarptı. Sonra kendilerine o kadar mucizeler gelmişken tuttular danaya taptılar." (Nisa Suresi, 153.ayet)

İMAMI RABBANİ YALANCIDIR

Bu ayetler ortada iken İmamı Rabbani'nin Allah'ın görülebileceğini iddia etmesi yalan söylediğine delil olduğu kadar aynı zamanda Allah'a iftiradır.

İmamı Rabbani’nin bu yadi daşt denen saçmalığı sadece 27. Mektupla da sınırlı değildir.

a) 60. Mektupta,"Uğraşmak, tarîkatta olur. Hakîkat ise güçlük çekmekten, uğraşmaktan kurtulmaktır. (Yâd-i gird) tarîkatta olur. Yâd-i dâşt, hakîkattadır." diyerek, tarikata bağlı kalmakla Allah'ın görülmesi mertebesi olan Yad-i daşt'ın mümkün olacağını söyler.

b) 151. Mektupta ise İmamı Rabbani Yâd-i dâşt'ı, “Zât-i telanın devamlı huzuru, beraberliği demektir. Şü’ûn ve i’tibârât da arada olmaksızın zuhurudur... Yâd-i dâşt, gayb olmayan huzûrdur. Ya’nî, şü’ûn ve i’tibârât perdeleri araya girmeyen, hiç gayb olmayan, devâmlı olan Tecellî-i zâtîdir. Yâd-i dâşt, bu yolun sonunda ihsân edilir.” sözleriyle açıklar ve 27. mektuptaki iddiasının aksine aradan kalbi, ruhu da çıkarıp doğrudan Allah’ın görülmesinden bahseder.

c) 284. Mektupta, “Yâd-i dâşt, devamlı huzur demektir. Her ân Allah telanın huzurunda olmaktır. Bu nimet, bu yolun büyükleri olan, Hâcegân (10-16.yüzyıl Nakşibendi tarikatına mensup şeyhler)hazretlerinin yolunda çalışanların eline geçmektedir” diyerek mezhepçi bir yaklaşımla Allah’ın huzurunda olmaya sadece Nakşilerin elhak olduğunu söyler.

d) 290. Mektupta, “…Bu mertebede, Tecellî-i zatî olur. Hak telanın zatı görünür demişlerdir. Bu Bekânın sâhibine, Vâsıl-kavuşmuş demişlerdir. Devamlı huzur, müşahede demek olan Yâd-i dâstte, bu mertebede hâsıl olur sanmışlardır… Fenâ ve Bekâ, yalnız müntehiye hâsıl olur. Ancak, müntehi kavuşmuştur. Tecellî-i zâtî, yalnız buna olur. Allahü Teâlâ’nın devamlı huzuru, ancak müntehi içindir. Çünkü, o hiç geri dönmez. Fakat, birinci söz de, bu bakımdan doğrudur." der ve Allah'ın zatının görüneceğini belirtir.

İMAMI RABBANİ'NİN BU BEYANLARI LEHVE'L-HADİSTİR

Bu izahların tamamı İmamı Rabbani'nin kendisinden önce takipçisi olduğu mürşitlerin lehve'l-hadis türünden boş iş ve söylemleridir. İmamı Rabbani'nin Yadi daşt ismi verip anlattığı bu mertebenin Kur'an ve Sünnette yine hiçbir karşılığı yoktur.

Bir yığın süslü cümlelerle bu mertebeler, mektubatta izah edilirken aynı anda mürit, Kur'an ve sünnetten koparılmaktadır.

İşi tarikata, tasavvufa yorup yazıyı bu bağlamda anlamamızı dillendirenlere soruyoruz:

a) Allah'ın İmamı Rabbani ve yolundan gidenlere mahsus indirdiği özel bir kitabı mı var? 

b) Allah, Kur'an'da görülmeyeceğini beyan ederken İmamı Rabbani Allah'ı yalanlarcasına görüleceğini iddia ederken nasıl oluyorda Ehli Sünnetin kalesi olabiliyor?

Kaynak: Dinihaberler.com