23 Ekim 2011 günü saatler 13.41'i gösterdiğinde, Van ve çevresi 7.2 büyüklüğündeki şiddetli bir depremle sarsıldı. Kentte büyük yıkıma neden olan ve resmi kayıtlara göre 604 kişinin hayatını kaybettiği bu felaket, Türkiye'nin en acı günlerinden biri olarak tarihe geçti. Tüm Türkiye, o anlarda yaşanan yıkımın boyutunu, can derdine düşen insanların çaresizliğini ve afetin gerçek yüzünü, bir muhabirin olağanüstü çabasıyla öğrendi.
O anları anlatan Mehmet Salih Akkuş, mesleğinin sorumluluğuna dikkat çekerek, "Deprem başladığında masamın altına girmek yerine kamerayı aldım. O an bir gazeteci olarak, tarihe tanıklık etmem gerektiğini düşündüm. Bina sarsılıyordu ama ben sadece kayıt tuşuna bastım. Çünkü bu anı dünyaya göstermek, Van’ın yaşadığı felaketi anlatmak istedim" dedi.
Sarsıntı sona erdiğinde binayı terk eden Akkuş, panikle dışarı çıkan vatandaşların arasında haberini geçmeye devam etti. Sarsıntının ardından iletişim hatlarının kesilmesi üzerine Akkuş, dizüstü bilgisayarını kaldırıma koyarak İhlas Haber Ajansı (İHA) üzerinden ilk görüntüleri geçti. O anlar, hem gazetecilik refleksinin hem de Van halkının yaşadığı büyük acının simgesi haline geldi. Akkuş, "O sırada etrafımda çığlıklar, panik vardı. Ama biliyordum ki dünyanın bilmesi gerekiyordu. O yüzden kaldırımda diz çöküp haberi gönderdim. O haber, sadece bir görüntü değil, Van’ın kalp atışıydı" ifadelerini kullandı.
Deprem sonrası yaşanan süreçte devletin ve milletin Van’a gösterdiği dayanışmayı da unutmayan Akkuş, sözlerine şöyle devam etti:
"Devletin tüm kurumları hızla Van’a ulaştı. Türkiye’nin dört bir yanından yardım yağdı. O zor günlerde gördüğüm en güçlü şey, birlik ve beraberlikti. Van, o destekle yeniden ayağa kalktı."