Turan Alkan’dan Gülerce’ye: Yeni polemikler açmayın!

Zaman grubunun son dönemdeki yayınlarına yönelik eleştirilere bugün 4 yazarı cevap verdi. A.Turan Alkan ise Hüseyin Gülerce’yi eleştirdi.

VAN 12.08.2013 12:26:52 0
Turan Alkan’dan Gülerce’ye: Yeni polemikler açmayın!
Tarih: 01.01.0001 00:00 Güncelleme: 12.08.2013 12:26

Cemaat-Ak Parti tartışması Zaman gazetesinde devam ediyor. Ahmet Turan Alkan bugünkü yazısında diğer bir Zaman yazarı Hüseyin Gülerce’nin geçen hafta tartışmaları yatıştırmak için “Demek ki biz bazı arkadaşlara kendimizi iyi anlatamamışız” şeklindeki sözünün yanlış olduğunu yazdı. Ahmet Alkan “Neyse odur” başlıklı yazısında “Yeri gelmişken ilâve edeyim: “Biz bazı arkadaşlara kendimizi iyi anlatamamışız” gibi bir hüsniniyetle yeni polemikler açılmasını da kendimce pek isâbetli bulmuyorum. Neticede yıllardan beri herkesin gözü önünde ve kamunun denetimi altında çalışıp didinen bir topluluk hakkında bilinmeyen hiçbir şey kalmamıştır” ifadelerini kullandı.

Zaman’ın genel yayın müdürü Ekrem Dumanlı ise “Zaman ve Today’s Zaman’da Erdoğan düşmanlığı yapıyorsunuz” şeklindeki eleştirilere ve ilgili sorulara cevap vermek yerine panik vaziyetinde birilerini suçlamaya devam etti. Dumanlı, bugünkü yazısında, son dönemde düşmanlık yaptıkları Ak Parti’ye sıcak mesajlar verirken güya birileri aralarını açmak istiyormuş iddiasını dile getirdi.

Dumanlı, parti ve cemaatin irtibat kanallarının mevcut olduğunu belirtti ve hayali kişi ve grupları hedef alarak, “Siz çekilin aradan kardeşim; riyakârlığın âlemi yok!” demek gerekiyor” dedi.

Dumanlı, Gezi olaylarından beri yaptıkları Erdoğan düşmanlığının nedenlerini ise açıklamadı!

İşte Ahmet Turan Alkan’ın Sabah başyazarı Mehmet Barlas’ı eleştirdiği yazısının ilgili bölümü:

“Neyse odur!

(..) Son günlerde basında hükûmet umûrunu savunmak sadedinde “sâye”ye girip “Tekmil batarya”, pardon “iki top birden” yaylım ateşi açanlara baktıkça hikmet-i hükûmet nâmına efkârlanıyor, endişeleniyorum; “Vah” diyorum, “Yârenleriniz bunlar mıdır?” ve aklıma o meşhur beyit geliyor.

Şehzade Mustafa’nın katli üzerine şair Necâtî’nin yazdığı mersiyedendir o beyit:

“Yanunca bunca kulundan bir âdemin bile yok;

Begüm bu nice seferdir kim, ihtiyâr ettin?”

Bu mevzuya denk düşen fıkra, tarihi nükte kıyâmet gibi ve ardı ardına sıralamak da pekâlâ mümkün fakat bunda bir mârifet görmüyorum. Kem söz sahibinin olsun. Söyleyenin değil söyletenin gönül incittiği bir yerde, elçilerin zevâli olmaz.

Yeri gelmişken ilâve edeyim: “Biz bazı arkadaşlara kendimizi iyi anlatamamışız” gibi bir hüsniniyetle yeni polemikler açılmasını da kendimce pek isâbetli bulmuyorum. Neticede yıllardan beri herkesin gözü önünde ve kamunun denetimi altında çalışıp didinen bir topluluk hakkında bilinmeyen hiçbir şey kalmamıştır. Belki tek eksik şu: “Bu insanlar nasıl bu kadar iyi olabilir, ucunda hiçbir ikbâl, maddi bir çıkar veya beklenti görünmediği âşikâr iken nasıl olur da bunca insan, hakikaten sıradan akla sığmayan derecede feragat göstererek temiz kalabilir?” düşüncesini izâle etmek o kadar kolay olmuyor. Çünkü “Açık sır” türünden olgular şaşırtıcıdır ve kolay kabullenilmiyor; hatta kendinizi anlatmak için bezlettiğiniz nezâket ve iyiniyetin, zaaf gibi de algılanması da cabası.”