Türkiye'de her yıl yüzlerce inşaat işçisi hayatını kaybediyor. Özellikle Van’dan batı illerine geçici olarak çalışmaya giden işçilerin ölüm haberleri artarken, yaşananlar çoğunlukla “iş kazası” olarak kayıtlara geçiyor. Ancak gerçekte ölümlerin ardında ciddi bir ihmaller zinciri ve yapısal sorunlar yatıyor. Vanlı inşaat işçileri hem doğudaki işsizlik hem de batıdaki güvencesiz ve denetimsiz çalışma koşulları nedeniyle büyük risk altında.
İş Sağlığı ve Güvenliği Meclisi (İSİG) verilerine göre, inşaat sektörü Türkiye'de iş cinayetlerinin en çok yaşandığı ikinci sektör konumunda. Ölümlerin yüzde 66’sı inşaat işkolunda gerçekleşiyor. Bu ölümler genellikle yüksekten düşme, emniyet kemeri eksikliği, iskele ve korkuluk olmaması, açık bırakılan boşluklar ve elektrik çarpmaları gibi ciddi güvenlik ihlalleri sonucu yaşanıyor.
Vanlı işçiler de benzer nedenlerle hayatlarını kaybediyor. Son bir ayda Vanlı 4-5 inşaat işçisinin yaşamını yitirdiği biliniyor. İşçiler, çalıştıkları şantiyelerde gerekli tedbirlerin alınmadığını belirtiyor. Uzun yıllardır inşaatlarda çalışan Davut Övealır, sektörün sıkıntılarını şöyle anlatıyor: “Bizim yaptığımız iş çok zor. Hele Van’da bu işi yapmak daha da zor. Çünkü çalıştığımız işin karşılığını alamıyoruz. Düşme riski çok yüksek. Son bir ayda 4-5 arkadaşımız hayatını kaybetti. Müteahhitlerin iş güvenliği tedbirlerini almasını istiyoruz. Devletin yasal düzenlemeler getirmesi lazım.
25 yıldır inşaatlarda çalışan Cesim Tokgöz ise mesleğin hem fiziksel hem de ekonomik zorluklarını şöyle vurguluyor: “İşimiz çok zahmetli. Bu iş daimi değil, hakkımızı alamıyoruz. Van’da bu iş çok ucuz. Ağır işçi sayılmamıza rağmen 45 yaşında emekli edilmiyoruz. Devlet, müteahhitlere baskı yapmalı, işçiler 45 yaşında emekli edilmeli.”
Van’da iş olanaklarının sınırlı olması, işçileri batı illerine göçe zorluyor. Özellikle doğu illerinde sanayi yatırımlarının az olması nedeniyle birçok kişi ya inşaat sektörüne ya da tekstil alanına yöneliyor. Ancak bu sektörlerde çalışanlar, çoğu zaman sosyal güvenceden yoksun ve denetimsiz koşullarda çalışmak zorunda kalıyor. Vanlı işçiler, batıda daha fazla para kazanabileceklerini düşündükleri için evlerinden uzakta, şantiyelerde çalışmaya başlıyor. Bu durum hem fiziki hem psikolojik baskılara, hem de güvenlik önlemlerinin göz ardı edilmesine neden oluyor.
Şantiye şefi İzzet Bayram, sorunun temelinde işsizliğin ve doğuya yatırım yapılmamasına bağlıyor: “Doğu bölgesinde özellikle fabrikaların az olmasından dolayı herkes ya inşaat ya da tekstil sektörünü tercih ediyor. Tekstilde insanlar haklarını alamıyor, inşaata yöneliyor. Arkadaşlarımız dışarıya çalışmaya gidiyor. Orada yeterli tedbir alınmadığı için kazalar ölümle sonuçlanıyor. Dilerim doğuda fabrikalar artar, insanlar dışarı gitmez.”
Bayram aynı zamanda bazı işçilerin güvenlik kurallarına uymadığını da dile getirerek, “Vanlı işçilere söz geçirmek zor. Baret takın, yelek giyin, dediğimizde dinlemiyorlar. Ama bu ölümler hepimizi derinden üzüyor. Umarım bu kazalar herkese ders olur. Devletin denetimleri artırması ve bizlerin de daha dikkatli olması gerekiyor” dedi.
İnşaat İşçilerinin Talepleri Neler?
İşçiler taleplerinin her zaman açık olduğunu söyleyerek, “Daha güvenli şantiyeler, erken emeklilik, hak edilen ücret ve kendi memleketlerinde kalıcı iş imkânları gibi taleplerimiz var. Vanlı işçiler, sadece emeğinin karşılığını istiyor. Devletten beklentilerimiz ise doğuya daha fazla yatırım yapılması, iş alanlarının genişletilmesi ve inşaatlarda iş güvenliği uygulamalarının etkin bir şekilde denetlenmesidir” ifadelerini kullandı.
Yaşanan ölümler, sadece bireysel değil, toplumsal bir sorun olarak karşımızda duruyor. İhmalin, denetimsizliğin ve işsizliğin birleşimi, her yıl yüzlerce işçiyi hayattan koparıyor. Vanlı işçilerin yaşadıkları ise bu gerçeğin en acı örneklerinden biri olarak yaşanmaya devam ediyor.
KAYNAK VAN BÖLGE GAZETESİ