GÜZEL REKLAM..
Bir TV kanalındaki program sunucusu kadının Kürtçe konuşan katılımcı kadına doğu diliyle konuşamazsın diyerek yayından alması günlerdir günlük yaşamın ve sosyal medyanın gündem maddesi haline geldi. Herkes lanetleme ve kınama mesajları yazarak paylaşımlar yapıyor. Tabiki bu paylaşımlarda Didem Arslan Yılmaz’ın boy boy resimleri de eklenerek Sivas’ lı alevi kürt bir aileye mensup olduğu bilgilerinden tutunda okuduğu okullara kadar seksen beş milyonluk Türkiye’nin her bir ferdi de öğrenmiş oldu.
Tabi ki tasvip etmediğimiz gibi en üst perdeden kınadığımız bu davranışı yapan insanların ekmeğine yağ sürdüğümüzü hiç düşündük mü ? Bu kadın sizce bunu bilinçsiz ve de talihsiz bir tesadüf sonucu mu gerçekleştirdi? Kesinlikle değil...
Bir taşla iki kuş vuruldu. Birincisi her fırsatta etnik kavgalarla halkları karşı karşıya getirmeye çalışan mihrakların emellerine hizmet edilmiş oldu...İkincisi ise kimselerin tanımadığı bir program yapımcısını bütün Türkiye tanımış oldu. Hem reyting, hem reklam, hem haberi tıklama zirve yaptı. Bir dönem kadının biri “Benim oyumla göbeğini kaşıyan adamın oyu bir mi sayılacak?” demesi gibi.
Gerçeklerin inkar edilmesi olayını bu denli gündemde tutmamız birilerinin sürekli iştahını kabartır. Lan bak kadın kalktı kürt dilini inkar etti sosyal medyada linç uygulamasına maruz kaldı. Sonra çıkıp yanlış anlaşıldım özür dilerim dedi. Ama sonuç itibariyle amacına ulaştı. Herkes onu tanıdı reklamın iyisi kötüsü olmaz diyerek bir çok basiretsiz maşa olmaya meyilli insana pirim vermiş oluruz.
O sebeple bu tür münferit olayları yapanların veya yaptıranların oyununa gelmeyelim. Bizler bu topraklarda farklı etnik yapıya sahip olabiliriz. Ama inkar yoluyla birbirimizi yok sayamayız. Bir dönemin paşasının kürt diye bir şey yok. Karda yürüyen doğuluların ayaklarından gelen KART-KURT sesinden kaynaklı onlara bu isim verilmiş denmesi ne denli saçma ve de dayanaksız ise ; Kürtçeye doğu diliyle demekte o denli art niyetli proaktif reyting ve fitne içerikli bir davranıştır. Kaldı ki Kürtçe, Türkiye Cumhuriyetinde Türkçe den sonra ikinci sırada en çok konuşulan dildir. Devletin yasal kanalları aracılığı ile yayın yapılan bir dildir.
Buradan sağduyu sahibi tüm kardeşlerime sesleniyorum. Bu tür küçük hesaplar yapanlara bundan sonraki süreçte pirim vermeyelim. Gündem konusu yapmayalım. Aksi durumda ardı arkası kesilmez bu tür sansasyonel haberlerin. Biz bizi biliyoruz, bize izah gerekmez...Ülkemizdeki huzur ortamını şahsi menfaatleri ve de ikballeri uğruna peşkeş çekmeye çalışanlara en büyük tepki görmezden gelip umursamaz davranmaktır...