admin admin


HAFIZA KAYBI!

HAFIZA KAYBI!


Yiğit ERAY Yazdı...

HAFIZA KAYBI!

İlimiz, toplumsal hafızası zayıf olan bir il...
Yaşadıklarımızın, sözlerimizin, yazıp çizdiklerimizin farklı ideolojik çevrelerce günün birinde karşımıza aleyhte birer argüman olarak getirilmeyeceğini, kullanılmayacağını düşünmez dururuz…
Nasıl olsa önemli olan kazanmamdır anlayışı hakim, kimin canı yansa!..
Ben kazanayım da kime ne olursa olsun,
Mesela rakiplerimi bütün illegal örgütlerle bütünleştiririm, ne mahsuru var yeter ki ben kazanayım!..
Belediye başkanı beş yıllık icraatını anlatmak için basının karşısına geçti, biraz keyifle birazda heyecanla izledik!..
Keyfiyetliği, malum karalama, bildik klişeleşmiş cümleler!...
Açıklanan borçlarının tamamının resmi kurumlara olan borç…
Ya diğerleri madem bu kadar yatırım yapıldı, asfalt, su, kanalizasyon vs yaptık diyorsunuz bunun kaynağı ne neden masraf olarak gösterilmiyor?
Van gölünün hali içler acısı, buna karşılık “cek-cik’li” açıklamalar, Mesela Japon pasajının arka kısmındaki oto park’la ilgili tek bir açıklama yok!…
Birtakım sokak ve caddelerin onlarca kez parke taşıyla döşeme yapılıp sökülmesi, eski Edremit sokağındaki caddenin onlarca kez kazılması vs. bunlar değinen yok!..
Fırsatta verilmedi fırsat verilmiş olsaydı birileri sormuş olacaktı!..
Sözde basına bilgi veriliyor, ama basına söz hakkı soru sorma hakkı verilmiyor…
Olsun ne mahzuru var zaten adı üstünde basın toplantısı, kamuoyuna basın toplantısı olarak yansıyacak konuşmaların önemli olan yanı bu basın toplantısı!..,
Soru sormaya gelince beş yıllık süre içinde bugüne kadar kaale alınmayan basından soru sorulsa ne olur sorulmasa ne olur?..
Sorma fırsatı kimseye verilmedik ki, bu gün göstersin!..
Basın mensuplarının önünde bir basın mensubunun belediyenin borçları konusunu irdelemesini hazzedemeyip arkadaşlarının içinde azarlanması, bütün bunlar “ideo/demokrasinin” bir gereği olarak çıktı , Van’da Van basının karşısına!...



.HAFIZA KAYBI!

Bilmem bu karikatür anlamak isteyenlere bir şey verdi mi?..
Çocuğunun kıçına vururken ağlamasına aldırmayan bir anne, vurduğu kıçı görünce doğal olarak kendi ağlamaya başlıyor!..
İşte bundan dolayı, diyorum ki, toplumsal hafızayı “ideo/demokrasiye” kurban etmeyelim
İsterseniz fıkramız var ona bakıp ona göre değerlendirelim!
Otlakların birinde bir öküz sürüsü yaşarmış…
Çevredeki aslan sürüsünün de gözü öküzlerdeymiş.
Ancak, öküzler saldırı anında bir araya geldiği zaman, aslanların yapacak bir şeyi kalmazmış. Bu yüzden küçük hayvanlarla beslenmek zorunda kalan aslanlar, iyi beslenememeye başlayınca bir çare düşünmüşler.
Topal aslan yanına bir iki aslanı da alarak, beyaz bayrak çekmiş ve öküz sürüsüne yanaşmış.
Öküzlerin lideri Boz Öküz ve yanındakilere tatlı dille konuşmaya başlamış:'Saygıdeğer öküz efendiler.
Bugün buraya sizden özür dilemeye geldik.
Biliyorum bugüne kadar sizlere zarar verdik.
Ama inanın ki, bunların hiçbirini isteyerek yapmadık.
Bütün suç hep o Sarı Öküz''de. Onun rengi sizinkilerden farklı ve bizim de gözümüzü kamaştırıyor, aklımızı başımızdan alıyor.
Biz de barışseverliğimizi unutuyor ve saldırganlaşıyoruz.
Sizle bir sorunumuz yok.
Verin onu bize, siz kurtulun, yine barış içinde yaşayalım.
'Boz Öküz ve heyeti bu sözler üzerine aralarında tartışmış ve teklifi haklı bularak, Sarı Öküz''ü vermişler aslanlara.
Bir tek Benekli Öküz karşı çıkmış ama kimseye derdini anlatamamış. Bir süre sonra aslanlar yine aynı yöntemle gelip, bu kez Uzun Kuyruk''u istemişler:'Gördünüz mü ne kadar barışseveriz.
Sizi de kararınızdan dolayı kutlarız. Ancak, şu sizin Uzun Kuyruk var ya, kuyruğunu salladıkça nereden baksak görünüyor ve aklımızı başımızdan alıyor.
Size saldırmamak için kendimizi zor tutuyoruz. Oysa sizler normal kuyruklusunuz.
Verin onu bize, bu konuyu kapatıp, barış içinde yaşamaya devam edelim.
'Boz Öküz ve heyeti, Uzun Kuyruk''u teslim etmiş, yine Benekli Öküz karşı çıkmış. Uzun Kuyruk, aslanların pençesi altında can vermiş.
Bu olay sürekli tekrarlanmış, her seferinde farklı bahanelerle. Sonunda öküzler zayıflamış, aslanlar küstahlaşmış.
Artık, hiçbir bahane ileri sürmeden, doğrudan müdahaleye ederek, 'Verin bize şunu, yoksa karışmayız' demeye başlamışlar.
Birer birer aslanların pençesinde can verirken, Boz Öküz ve birkaç öküz kalmış geride.
İçlerinden biri liderlerine, 'Ne oldu bize, nerede kaybettik biz bu savaşı?
Oysa vaktiyle ne kadar güçlüydük' diye sormuş. Boz Öküz, Benekli Öküz''ün sözlerini hatırlayarak, gözleri nemli 'Biz' demiş,
'Sarı Öküz''ü verdiğimiz gün kaybettik bu savaşı..'
Bilmem kimseye faydası olacak mı, muhaliflerini illegal yapılanmalarla suçlamaya devam etme“ideo/demokrasi” sinin kimseye faydası olacak mı?”
Her ne kadarda toplumsal hafıza kaybı yaşasak bile, ben kazanayım da kim yanarsa yansın anlayışını bu toplum çabuk çabuk unutmaz, bu böyle biline!!!!!!
yiğiterayvan@gmail.com