“ Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel biçimde mücadele et”
Nahl-125
İlkokulda iken öğretmenimizin bize yaptırdığı basit bir deney benim günlerce o deneyle uğraşmama sebep olmuştu. Suyu hangi kaba koysak onun şeklini alıyordu. Bardak, sürahi, tas , bidon vs. Buda suyun akışkan olduğunu gösteriyordu.
Geçen zaman içinde insan ruhunun, aklının akışkan olduğunu anladım. Hangi kaba veya hangi kalıba soksan o şekilde ilerliyor.. Yani nasıl bir terbiye, eğitim alıyorsa öyle şekilleniyor. Kendisi nasıl şekillenmişse çevresinede öyle şekil veriyor. Ayet-i Kerimede belirtildiği gibi Nasıl çağırırsan öyle karşılık alıyorsun…
İnsan yoğrularak yetişiyor. Aile, çevre , okul teknoloji. İspanya’nın Sevilla kentinde boğaların ve matadorların arasında yaşayan bir çocuğun geleceğini kestirmek pek güç değil. Yaşadığın yere benziyorsun işte. Ne yiyorsan rutin halde ne yapıyorsan sende osun işte.
İnsanın sorumluluğu, eğitimi ne ağır vebal. Ne öğretiyorsan onu alıyor İnsan, bu hem sevindirici hem üzücü zor bir ikilem. İmam Seccad’ın bıkmadan usanmadan yaptığı dua ne manidar;
“Allah’ım çocuklarımı iyi eğitebilmem için bana yardım et!”
Hz. Ali(r.a); “Çocuğun kalbi ekilmemiş tarlaya benzer; ne ekersen onu tutar” Çocukların kalbi korunması yalnızca ailelerin elleriyle mümkün olmuyor ne yazık ki. Vicdanlı nesiller yetiştirmek gerekiyor. Son günlerde tanık olduğumuz gerek eğitimli gereksede eğitimsiz vicdansızlar ın yaptıkları sapkınlıklar,zulümler ruhumuzda derin yaralar bırakıyor.
En iyi okullarda en iyi eğitimcilerle eğitilmiş olmak çok güzel ,fakat vicdani boyutta, en iyi eğitim bize bir şey kazandırmamışsa beş para etmiyor. En iyi eğitilenlerin vicdansızca “Vur!” emrine şahit olmadık mı? “Çal!” “Parçala!” “Ez!” “Geç!” Eğitimli vicdansızlar…
Yobazlaşan,gettolaşan eğitim silahıyla neler yapabildiğine tanık olduğumuz basiret gözü kapanmış eğitimli vicdansızlar…
AK partinin 14 yıl boyunca eğitim konusunda başarılı olamamasının sebebi gettolaşan bir yapının aktif olması sebebiyle olabilir.
Madem bu yapı deşifre edilip zayıflatıldı o halde Devletin eli güçlendi demektir.Sektör haline gelen eğitim sistemini en azından sürekli Milli Eğitim Bakan’ı değiştirilmemeli .Eğitim sisteminin yap boz şeklinde surekli değiştirilmesi vakit kaybına ,eğitimin sekteye uğramasına sebep oluyor.
En önemli yatırım sahamız olan eğitim sistemimizin oturtulması gerekiyor.Devlet bu sahada başarılı olamıyorsa bu işi kısmende olsa ehline vermelidir.İnançlı,vicdanlı nesillerin yetişmesi gerekiyor.
İnsan her yerde Doktor,Mühendis,Avukat v.s. olabilir de ama her yerde Vicdanlı bir Eğitimci vicdanlı
bir şahsiyet olamıyor.Medreselerin önü açılmalı.Aileler inançlarına göre okul ve öğretmen seçebilmeli.
Terör ve Kaos niçin durmadan tırmanıyor? Çocuklar,gençler niçin evlerini,okullarını terkedip dağa veya başka örgütlere gidiyor?(zorla kaçırılanlar da var tabi)
Demek ki bir yerlerde bir yanlış var.Üniversiteyi bitirmiş bir Gençlik işsizlikten kahve köşelerinde vakit öldürmeye çalışıyorsa bir şeyler eksik demektir.
Türkiye’deki genç nüfusun ihtiyacına cevap verilmiyorsa ,ki verilmiyor…Ülke’de kaosun en üyük sebebi budur.
Çocuklarımız sürekli ders çalışıyor at yarışına girmiş gibi koşturuluyor.Tüm okullar bitince önlerinde kocaman duvarlar oluşuyor.Sürekli aşılması gereken barajlar var.Çok yazık heder olmuş bir ömür… Kuru tahta sıralarda tükenmiş bir ömrün ne Dünyasına ne de Ahiretine hiçbir faydası olmamış bir nesil yetişiyor.
neclagulacar@gmail.com