“…Rabbimize karşı mazeretimiz olsun diye.” A’raf.164
Kur’an’ı TAHRİF Girişimleri Bakara.27 Örneği…
ALLAH’IN BİRLEŞTİRİLMESİNİ EMRETTİĞİ ŞEY NEDİR…?
Kur’an âlemlerin Rabbi tarafından indirilmiş ve yine korunması da âlemlerin Rabbi tarafından teminat altına alınmış bir kitaptır…(Hicr.9) Kitab’ın orijinalini bozup tahrif edemeyen ve buna güç yetiremeyenler kendi KURGULARINI ve şahsi kanaatlerini kitaba söyletme adına her türlü girişimde bulunmuşlardır. Bunun en tipik örneği Kur’an mealleridir. Nasıl yani..? Kur’an meallerinde tahrifler ve şahsi yorumlar mı mevcuttur..? Evet, tabii ki mevcuttur hem de en âlâsıyla ve TAHRİF bu kanaldan yapılmaktadır. Biz buradan vereceğimiz örneklerle ayetlerin başına neler getirdiklerini ve nasıl bir hale koyduklarını işlemeye çalışacağız… Her yazımızda bir ayeti ele alarak o ayetin nasıl şahsi yorumlara ve KURUNTULARA mahkûm edildiğini ortaya koymaya çalışacağız…
Kur’an Mealleri çelişkilerle doludur… Fakat Kur’an da asla çelişki olmaz…
Bu yazımızda Bakara suresinin 27.ayetini ele alıp bu ayetin nasıl bir hale konulduğunu ve meal yazarlarının kendi şahsi kanaatlerini ve kendi mezhep ve cemaatlerinin KURUNTULARINI nasıl Allah’a isnad ettiklerini ortaya koymaya çalışacağız.
BAĞLAMINDAN KOPARTILAN TERCÜMELERE ÖRNEKLER…
1-Abdul Metin Saruhan: “O fasıklar ki! Allah’ın emrini dinlemeyecek şekilde ahitleşirler. Allah’ın ziyaret edilip hal ve hatırının sorulmasını istediği ziyaretten vaz geçerler ve yeryüzünde fitne ve fesat çıkarırlar. Bunlar ziyana uğrayanlardır.”
“ziyaret edilip hal ve hatırının sorulmasını istediği ziyaretten vaz geçerler” şeklinde meallendirilen ve akraba ziyaretinin emredildiği KURUNTUSUNDAN yola çıkılarak varılan sonuç bu şekilde tercüme edilmiştir.
Ayette olmadığı halde ayetin bir parçasıymış gibi tercüme edilen kelimeler şunlardır;
ziyaret etme…
hal ve hatırının sorulması…
ve ziyaretten vaz geçilmesi…
Oysaki ayette ne ziyaret ve ne de hal ve hatırın sorulması gibi kelimeler ve anlamlar bulunmamaktadır. Buna rağmen kuruntulara göre hareket edilmiştir.
Peki bu suçu sadece Abdulmetin Saruhan mı işlemiştir? Tabii ki HAYIR…
2-Adem Uğur: “…Allah'ın ziyaret edilip hal ve hatırının sorulmasını istediği kimseleri ziyaretten vazgeçerler”
Bu iki örneğin yeterli olduğu kanaatindeyiz… Diğer meal yazarları ve çevirilerine internetten çok rahat bir şekilde ulaşabilir ve aradaki korkunç uçurumu kendiniz de gözlemleyebilirsiniz…
Bu yazımızdan ‘akraba ziyaretine’ karşı çıktığımız veya bunu çirkin bir iş olarak gördüğümüz anlaşılmamalıdır. Konumuz akraba ziyareti ve bunun önemi değildir.
Biz sadece ayetin nasıl tahrif edildiğini ve şahsi bir takım kuruntulara nasıl mahkûm edildiğini ortaya koymayı amaçlıyoruz.
Biz sadece ayetin nasıl tahrif edildiğini ve şahsi bir takım kuruntulara nasıl mahkûm edildiğini ortaya koymayı amaçlıyoruz.
Kur’an’ın MESANİ (ikişerli), MÜTEŞABİH (birbiriyle benzeşen), ve TE’VİL (ayetler arasındaki bağlantılar) gibi ilimlerine vakıf olmayan ve Arapçasında geçen kelimelere nasıl anlam verilmesi gerektiğine karar veremeyenler ve kafası karışıp nasıl tercüme edilmesi gerektiğini kestiremeyenler kendi şahsi yorumları ve şahsi kuruntularıyla açıklamaya çalışmışlar ve ortaya bu hazin sonuç çıkmıştır…
DOĞRU TERCÜME EDİLMİŞ MEALLERE ÖRNEKLER…
1 - Ahmet Varol: “Bunlar, Allah'a vermiş oldukları sözü kesinlik kazandırdıktan sonra bozarlar; Allah'ın birleştirilmesini emrettiğini keserler ve yeryüzünde bozgunculuk çıkarırlar. Zarara (hüsrana) uğrayacak olanlar da bunlardır.”
2 - Ali Bulaç: “Ki (bunlar) Allah'ın ahdini, onu kesin olarak onayladıktan sonra bozarlar, Allah'ın kendisiyle birleştirilmesini emrettiği şeyi keserler ve yeryüzünde bozgunculuk çıkarırlar. Kayba uğrayanlar, işte bunlardır.”
3- Süleymaniye Vakfı: “Fâsıklar, Allah’a verdikleri sözün kesinleşmesinden sonra Allah’ın birleştirilmesini emrettiğini ayırarak ve tabii düzeni bozarak sözlerinden cayanlardır. Zarar edenler işte onlardır.”
ALLAH’IN BİRLEŞTİRİLMESİNİ EMRETTİĞİ ŞEY NEDİR…?
…İnsanın Allah ile olan bağını kesip koparanlardır onlar…
Bu hususla ilgili ayetler şöyledir;
“Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin ona verdiği vesveseyi de biz biliriz. Çünkü biz, ona şah damarından daha yakınız.” Kaf.16
Bize şah damarımızdan daha yakın olan Rabbimiz ile olan bağın kesilip koparılmasıdır.
İlgili diğer ayet şöyledir;
“Peygamber, Rabbinden kendisine indirilene iman etti, mü’minler de (iman ettiler). Her biri; Allah’a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine iman ettiler ve şöyle dediler: “Onun peygamberlerinden hiçbirini (diğerinden) ayırmayız.” Şöyle de dediler: “İşittik ve itaat ettik. Ey Rabbimiz! Senden bağışlama dileriz. Sonunda dönüş yalnız sanadır.” Bakara.285
…Resuller (elçiler) arasındaki bağı kesip koparanlardır onlar…
“Allah'ı ve elçilerini (tanımayıp) inkâr eden, Allah ile elçilerinin arasını ayırmak isteyen, 'Bazısına inanırız, bazısını tanımayız' diyen ve bu ikisi arasında bir yol tutturmak isteyenler.”Nisa.150
İşte bunlar, gerçekten kafir olanlardır. Kafirlere aşağılatıcı bir azab hazırlamışızdır.” Nisa.151
“Allah’a ve peygamberlerine iman edenler ve onlardan hiçbirini diğerlerinden ayırmayanlara gelince, işte onlara Allah mükâfatlarını verecektir. Allah, çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.” Nisa.152
Kur’anı indiren Allah O’nun tafsilatını da yine kendisi yapmış (Hud/1,2) ve bu hususta bizi tefsir kitaplarına (Furkan.33) mahkûm etmemiştir. Tefsir kitapları ki bu kitaplar islam toplumunun bölünmesine ve parça parça olmasına zemin hazırlamış ve ‘ihtilaf rahmettir’ düşüncesiyle her türlü görüş ayrılığı meşru kabul edilmiş ve bölünüp-parçalanmalar kaçınılmaz bir hal almıştır…
Yazımızı okuyucuyu sıkmamak adına kısa kesmeyi uygun görüyoruz…
Her türlü görüş ve eleştirileriniz için aşağıdaki e-posta adresi üzerinden bana ulaşabilirsiniz…
Abdurrahman BİLDİRİCİ
Prof65@gmail.com