SABRİ YALÇINKAYA


Alyar’lı Şeyh Ahmet (Bölüm:2)

Alyar’lı Şeyh Ahmet (Bölüm:2)


Alyar’lı Şeyh Ahmet

 (Bölüm:2)

        

         Malazgirt’ten köye gidecektir. Acaba nasıl gitse, neyle gitse? Şansı yaver gider. Bir dostunun aracılığıyla, hareket etmekte olan sağlık ocağının cip’ine biner. Köyün yol ayrımına kadar arabayla giderse, gerisi kolay yaya gidebilir.

         Şoförle arabada yalınızdırlar. Kendisi muhabbet ehlidir. Hoş bir sohbetle kaynaşmak ister. Heyhat ne gezer. Şoför kibirli ve havalı biridir. Hiç pas vermez. Artistik hareketlerle, tozu dumana katarak yoluna devam eder. Şeyh Ahmet kibirli insanları hiç hazzetmez ya! Şoföre bir ders vermeyi aklından geçirir... 

         İki köyü geçerler. Keskin bir virajla sola dönerler. İleride genişçe bir çimen içinde ve çeşme başında çadırlar görünür. Çingeneler burada konaklamışlardır.

         Nizami olmayan birçok çadır kurulmuş. Sağda solda; atlar, eşekler, kümes hayvanları göze çarpmaktadır. Birkaç kadın sırtlarında irili ufaklı torbalar olduğu halde çevre köylerinden dönmekteler. Ellerindeki sopalar dikkat çekmektedir. Bir çadırın gölgesinde yaşlı, pos bıyıklı biri, arada bir sigarasını tüttürerek, derileri ince ince kesip, kalbur ve elek yapmaktadır. Orta yaşlı biri; çadırının önündeki taşın üstüne bir köylüyü oturtmuş dişleri ile uğraşmakta, görüldüğü kadarıyla ün iki dişini bakır ile kaplamıştır. Çocuk her yerde çocuktur. Onlarda çadırların arasında koşup durmaktadırlar. Bu insanlar gıpta edilecek kadar; tevazu sahibi olup, günü birlik eğlenceli ve göçebe yaşamayı sevmekteler…

         Ahmet amcanın beyninde bir kıvılcım çakar, şoföre dönerek;  

         -Görüyorsun işte memleketi berbat ettiler. Bunlardan her şey beklenir. Kimsede bunlara bir şey demez ki. Memlekette babayiğit yok ki, bunlara haddini bildirsin. Aslında sen delikanlı cesur birine benziyorsun. Söylediklerimde haksız mıyım?

         Havalı şoför bu sözlerden etkilenir. Araba, çadırları bir miktar geçmiştir. Ani bir kararla frene basar. El frenini çeker aşağı iner. Çadırlara dönerek yüksek sesle;

         -Şerefsizler bu memleketi berbat etiniz. Siz her türlü haltı işlersiniz. Defolun gidin buralardan…

         Obadaki hareketlilik yerini sessizliğe bırakmış, gözler merakla sesin geldiği yere yönelmiştir. Kulak kabartarak meseleyi anlamaya çalışırlar. Pos bıyıklı yaşlı meseleyi çakar. Biri onlara küfretmektedir. Öfkeyle yerinden kalkar. Obaya hücum talimatını verir.

         Çoluk çocuk, genç ihtiyar, kadın erkek kim eline ne geçirdiyse… Curcunalı bir kalabalık olarak şoföre doğru yönelirler. Beklemediği bu manzara karşısında; şoför bakar ki pabuç pahalı, tırsarak korkar. Binip kaçmak için arabaya doğru koşmaya başlar. Ancak hadiseyi takip eden Ahmet amca; çoktan direksiyona geçip gaza basmıştır…

         Araba çadırlardan uzaklaşmakta, şoför kalabalıktan kurtulmak için var göçüyle arabayı yakalamaya çalışmakta ve arada bir dönüp arkasına bakmaktadır…         Direksiyondaki Ahmet amca ise; kovalamacayı aynada takip ederek, katıla katıla gülmektedir…

         Şoförün yakalanmasına ramak kala frene basar, onu arabaya alır, hızlı bir şekilde kalabalıktan uzaklaşır. Soluk soluğa kalmış olan şoföre dönerek;

         -Bak bu iyiliğimi unutma senin hayatını kurtardım. Ayrıca sana bir nasihat; kibirlenip kimseyi hakir görme…

***

        

Tabiatın hala tahrip edilmediği, çevrenin hala temiz olduğu, yaban hayatının ise oldukça zengin olduğu; yıllar öncesine gidelim.

Köyün köpekleri bir VAŞAK yakalayıp öldürmüşlerdir. Ahmet amca köpekleri kovalar, hayvana acır.  Ne var ki o ölmüştür. Vaşak’ı inceler, onun kürkü para edebilir…

Hayvanın postunu yüzer ve tuzlar. Sonrada satmak amacıyla onu Malazgirt’te götürür.  Yaban hayvanı kürklerinin ticaretini yapan biri vardır. Kürkü ona götürür alıp almayacağını sorar. Adam kürkün sağına soluna bakar onu inceler. Şeyh Ahmet’e dönerek;

-Olur alırız. Fakat senin avcılık yapmadığını biliyorum. Merak ettim. Bunu nerden aldın?

- Bunu kafaya takma. Nerden aldıysam aldım.

-Lütfen söyle kimden aldığını çok merak ediyorum.

- Kimden olacak, senin gibi bir delikanlıdan aldım.